Almanya’daki Türklerin vatana bağlılığı güçleniyor

Türkler arasında ülkelerine bağlılık bütün yaş grupları içinde güçleniyor. Özellikle üçüncü kuşağın, Almanya’da doğan ve burada sosyalleşenlerin, büyükanne-büyükbalarının ülkesine bağlılık duygusu daha kuvvetli.

Merkezi Essen’de bulunan Kuzey Ren Vestfalya Türkiye Araştırmalar Merkezi’nin araştırma sonuçlarına göre Almanya’daki Türklerin Türkiye’ye bağlılık duygusu 2010 yılından beri giderek tırmandı. Kendilerine soru sorulan Türklerin yüzde 89’u “kuvvetli” olarak ülkelerine bağlılık hissi duyduklarını söylediler. Ülkeye çok kuvvetle bağlılık hissi duyanların oranı yüzde 61, Almanya’ya bağlılık hissi duyanların oranı yüzde 31,5.

Mesut Özil’in Alman Milli takımından ayrılması üzerine başlayan tartışmalar gündemdeki canlılığını koruyor. Söz konusu araştırma da pazartesi günü WDR televizyonundan Ina Ruck tarafından yayınlandı.

Araştırmanın en önemli sonucu şu: Türkler arasında ülkelerine bağlılık bütün yaş grupları içinde kuvvetleniyor. Özellikle üçüncü kuşağın, Almanya’da doğan ve burada sosyalleşenlerin, büyükanne-büyükbalarının ülkesine bağlılık duygusu daha kuvvetli.

Almanya’da üç milyona yakın Türk kökenli insan yaşıyor. Bunların yarıya yakınını Alman vatandaşlığına geçenler oluşturuyor. Aynı şekilde yarıya yakını da Almanya’da doğanlar.

‘ÇİRKİN BİR SÜREÇ YAŞADIK’

Türkiye Araştırmalar Merzinden Hacı Halil Uslucan sonuçları şöyle açıklıyor: “Birinci olarak son 5-6 yıldır çirkin bir uyum politikası süreci yaşadık. Bu süreçte esas olarak Türkler ve Müslümanlar konu oldu. İkincisi 2010 yılında Dış Türkler Bakanlığının kurulması Türklerde ‘Almanya dışlarken, Türkiye bizimle ilgileniyor’ duygusunu geliştirdi.”

‘YA ALMANSIN YA TÜRK’

Araştırma sonuçlarını yayınlayan Martina Sauer Almanya’nın çifte vatandaşlık olgusuyla büyük bir sıkıntı yaşadığını belirtiyor. Genç Türkler önceleri her iki kültür için “Hem bu hem de öbürü” derken şimdi artık “Ya bu ya da öbürü” kavramlarını kullanmaktadırlar. Yani ya Alman ya Türk. Elbette ezici çoğunluk ülkesini tercih ediyor.

Amerika, İngiltere ve Fransa’da çifte vatandaşık sorunsuz işliyor. Ancak Almanya’da çifte vatandaşlığı kökten kaldırmak isteyenler, azınsanamayacak kuvvette.

ÖZİL YENİ KUŞAĞIN TİPİK ÖRNEĞİ

Bayan Sauer genç kuşakların Almanya’ya karşı ikili ve parçalanmış bir duyguya sahip olduklarını ifade ediyor. Almanya’ya hem yakınlık ama aynı zamanda uzaklık duyuyorlar. Özil örneğinde olduğu gibi, bütün başarısına rağmen, ülkesine bağlılık, Almanya’da yaşayan bir yabancının dışlanması için yeterli sebep olabiliyor.

Almanya’da ikinci sınıf vatandaş olma duygusu Türklerin ülkelerine daha çok bağlanmalarını hızlandırıyor. Bu durum iktidar partisinin yararına sonuçlar veriyor.

Alman birinci pogramında yapılan bir röportajda, Almanların gözünde Özil’in durumu şöyle özetleniyor: Ne kadar çabalarsan çabala sen hiç bir zaman bizden birisi olamayacaksın.

Röportajda Özil’in şu sözü de aktarılıyor: “Oyunu kazanırsak ben bir Almanım, kaybedersek göçmen.”

Kaynak =>> Aydınlık.com.tr